Çanakkale Türkiye için büyük önem taşıyan illerinden biridir. Hem tarihi dokusu hem organik tarım açısından önem taşımaktadır. Ayrıca yaz aylarında yerli ve yabancı turistler tarafından ziyaret edilmektedir. Özellikle de Çanakkale’nin İlçelerinden olan Gökçeada adından sık sık adından bahsettirmektedir. Gökçeada tarih boyunca hem coğrafi konum hem de tarihi değerler açısından önemli bir bölge olarak bilinmektedir. Geçmiş tarihten bu güne kadar Osmanlı devleti ve Venedik arasında dönem dönem savaşlarda el değiştirildiği bilinmektedir. 1800 yıllarında gökçeada çevresindeki birçok ada Osmanlı topraklarından ayrılıyor ve Yunanistan’ın topraklarına ekleniyor. Fakat belirttiğimiz gibi coğrafi ve verim açısından büyük önem taşıyan Gökçeada, Osmanlı toraklarında kalıyor. Adanın birçok yeri Sit alanı olduğu için oldukça tedbirli yapılar yapılıyor. Üstelik kültürel değerler önemli olduğu için yenileme çalışmaları da fazla yapılamıyor. Adanın yemek kültürüne bakıldığı zaman ise, yunan ve Türk mutfağının sentezi çok net belli oluyor. Adaya gelen yabancı turistlerin en memnun kaldığı yerlerden biri olan plajlar temizlik ve güvenlik bakımından bol bol beğeni topluyor. Ada da yaşayan insanların kendi el elemeği ile yaptığı yöresel ürünler sayesinde yaz aylarında gelirlerini arttırmaktadır.
Gökçeada’nın Yunanistan’la etkileşimi fazla olduğu için Rum topluluğunun ada üzerinde etkileri oldukça fazladır. Yemek kültürü başta olmak üzere gökçeadaya gittiğiniz zaman, Türkiye ve Yunanistan kültürünün sentezlenmiş olduğunu göreceksiniz. Özellikle Oğlak etinden yapılan tandırlar. Çeşitli et yemekleri ve Kuzu kapama gibi tatlar gelen turistler arasında sıkça adını duyuran lezzetlerdendir. Adanın yazları oldukça daha fazla yabancı turistler tarafından ziyaret edildiği biliniyor. Bu yüzden de gelirinin büyük kısmını organik tarım, zeytincilik ve gelen turistler için yerli halk tarafından oluşturulan ürünler yer almaktadır. Bu yüzden yaz aylarında adanın geliri oldukça yüksek düzeylere çıkmaktadır.
Gökçeada’ya gittiğiniz zaman görmeniz gereken yerler arasında, Tarihi yapıları ile büyüleyen ve Osmanlı, Venedik ve Yunanistan gibi medeniyetlerin sentezi olduğu için oldukça zengin kültür yapısı mevcuttur. Bu yerler göz atacak olursak; Rum köyleri, Manzarası ile büyüleyen Tepeköy Çınaraltı, Tuz Gölü, Sualtı Milli Parkı, Peynir Kayalıkları, Kaya mezarı gibi bölgeler yer almaktadır. Gökçeada adından da belli olduğu gibi, denizlerle çevrili bir adadır. Ulaşım için sadece deniz arabaları, tur feribotları mümkündür. Bu yüzden de karadan ulaşım yoktur. Ulaşım sadece denizden olduğu için, Çanakkale den adaya kiralık deniz araçları bulunabilir. Ya da günde 3 saat ara ile 6 defa feribot seferi vardır. Çanakkale’den Gökçeada’ya deniz arabası ile ulaşım 50 dakika sürmektedir. Adaya Aracı ile gitmek isteyenler için arabalı feribotlarla 1saat 15 dakika kadar bir sürede adaya ulaşılabilir. Çanakkale’den Gökçeada’ya, Gökçeada’nda Çanakkale’ye olmak üzere; Sabah 07.00 den başlamak ve akşam 21.00 de bitmek üzere 3 er saat arayla seferler mevcuttur.
Adaya ulaşmak için İstanbul güzergâhından gelmek istiyorsanız, önce tem otoyoluna girerek, son bulmak üzere her sırayla Keşan, Gelibolu istikametinden Kabatepe limanına ulaşarak, ister feribot ile ister arabalı feribot ile Gökçeada’ya geçiş sağlanabilir. Bursa, Ankara ve Eskişehir gibi illerden geliş sağlıyorsanız, bunun için Çanakkale Boğazı’nı geçmeniz gerekir. Bunun içinde izleyebileceğiniz 3 yöntem mevcuttur.
Çanakkale Boğazından Geçmek İçin:
- Gelibolu – Lapseki arasındaki yoldan 20 dakika içinde geçilebilir.
- Eceabat – Çanakkale arasındaki yoldan geçiş için 15 dakika da geçirilebilir.
- Kilitbahir – Çanakkale arasından en kısa süre 7 dakika olarak belirlenmiştir.